Medeni Hukuk Nedir?
Medeni Hukuk Nedir?
Medeni hukuk nedir sorusunun net bir şekilde yanıtlanabilmesi
ve anlaşılabilmesi için, hukukun tanımının bilinmesi gerekmektedir. Çünkü medeni hukuk, hukuk biliminin temelini
oluşturan hukuk dalı olarak bilinmektedir. Hukuk kavramının tanımı ise;
kapsamlı ve detaylıdır.
Kabul görmüş tek bir tanımı olmamakla birlikte, toplumun ve
toplumu oluşturan bireylerin davranışlarının düzenlenmesini, uyulması gereken
kuralların belirlenmesini ve kurallara uyulmadığı takdirde yapılacak
yatırımları kapsayan, tüm esas ve usuller bütününe hukuk adı verilmektedir.
Medeni hukuk ise; bir ülkedeki vatandaşların aile
ilişkilerinin, şahsi ilişkilerinin ve durumlarının, mallar üzerindeki
haklarının, diğer bireyler ile olan borç ilişkilerinin ve ölümden sonraki hak
ve borçlarının da düzenlendiği bir hukuk dalı olarak tanımlanabilmektedir.
Medeni hukuk, Türk Medeni Kanunu’nun alt
başlıklarından oluşan diğer alt hukuk dallarının bütünüdür. Aile hukuku, borçlar hukuku, eşya hukuku,
kişiler hukuku ve miras hukuku gibi alt dallar, medeni hukukun konuları içerisinde yer almaktadır.
Medeni
Hukuk Neyi Düzenler?
Medeni hukuk neyi
düzenler sorusunun
yanıtı ve kapsamı özel hukuk dalı içerisinde yer almaktadır. Medeni hukuk, özel hukukun temeli
olarak kabul edilmektedir. Buna bağlı olarak düzenlemiş olduğu ilişkilerin de
özel hukuku daha kapsamlı bir hale getirdiği söylenebilmektedir. Medeni hukuk kendi içerisinde alt hukuk
dallarına ayrılmaktadır. Medeni hukukun
dalları şu şekilde açıklanabilir:
Kişi
Hukuku
Kişi hukuku, kişiliğin başlaması ve sona
ermesine kadar devam eden süreçteki haklarının korunmasını ve düzenlenmesini
içermektedir. Kişiliğin korunması, kişinin sicili, yerleşim yeri gibi durumlar
da kişi hukuku içerisinde incelenmektedir. Vakıf ve dernek gibi tüzel
kişilikler de kişi hukuku içerisinde incelenir.
Aile
Hukuku
Aile hukuku, adından da anlaşılacağı üzere,
aileyi oluşturan tüm durumların incelendiği ve düzenlendiği bir alt hukuk
dalıdır. Aile kavramını ve bu kavrama bağlı olarak oluşan nişanlanma, boşanma,
evlenme, velayet ve nesep gibi konular da aile
hukuku içerisinde incelenen ana başlıklardır.
Miras
Hukuku
Miras hukuku, kişinin ölümünden sonra bırakmış
olduğu mallarının, borçlarının ve alacaklarının durumunun düzenlendiği ve
incelendiği hukuk dalıdır.
Eşya
Hukuku
Eşya hukuku, kişi veya kişilerin, taşınır ve taşınmaz
mallarının üzerine kurulu olan tüm kuralları düzenler ve inceler. Eşya hukuku içerisinde incelenen
başlıklar, tapu sicili, zilyetlik, mülkiyet, ayni hak, ipotek, rehin gibi
konulardır.
Borçlar
Hukuku
Borçlar hukuku, kişilerin birbirileri ile olan
alacak ve borç ilişkilerinin düzenlendiği ve incelendiği hukuk dalıdır.
Türk
Medeni Kanunu’nda Haklar
Türk Medeni Kanunu’nda
haklar, devren veya
aslen kazanım ile gerçekleşmektedir. Aslen
hak kazanımı, direkt olarak sahibi tarafından kazanılması olarak
açıklanabilir. Devren hak kazanımı
ise; bir kişiden diğerine geçen haklar ile yeni bir hak kazanımıdır.
Medeni hukukta iki tür kişi yer almakta ve incelenmektedir. Gerçek kişiler ve tüzel kişiler, medeni
hukukta yer alan kişilerdir. Medeni hukukta sadece gerçek kişiler ve
birbirileri ile olan ilişkiler ve borçlar düzenlenmemektedir. Vakıflar ve
dernekler gibi tüzel kişilerin ilişkileri de medeni hukuk kapsamında değerlendirilmekte ve yer almaktadır.
Medeni hukuka göre
kişilik, çocuğun
anne karnından sağ olarak doğması ve annenin vücudundan ayrılması ile
başlamaktadır. Bu durum gerçek kişiler için geçerlidir. Tüzel kişilerde kişilik
ise; kanunda yer alan şart ve şekillere uygun olarak kurulum ile birlikte
gerçekleşmektedir.
Gerçek kişilerde medeni
hukuka göre kişiliğin sona ermesi, ölüm ya da gaiplik( kaybolma) ile
birlikte meydana gelmektedir. Tüzel kişiler için kişiliğin ortadan kaldırılması
durumu, dağılma veya dağıtılma yolu ile gerçekleşmektedir.
Türk
Medeni Kanunu Neden İsviçre Medeni Kanunu’ndan Alındı?
Türk Medeni Kanunu’nun oluşturulduğu dönemde, birden fazla
ülkede medeni kanun yer almaktaydı. Türk Medeni Kanunu’nu hazırlayan dönemin
hukukçuları ise; medeni kanun kullanan ülkelerin tüm kanunlarını
incelemişlerdir. İncelenen ülkeler arasında Fransa ve Almanya da yer
almaktaydı.
Fransa’nın medeni kanunu üzerinde yapılan incelemeler
sonucunda, kanunun çok eski olduğu ve döneme göre güncelliğini yitirdiği tespit
edilmiştir. Almanya Medeni Kanunu’nun ise; anlaşılması zor bilgiler içerdiği ve
çok soyut olduğu görülmüştür. Ayrıca Almanya Medeni Kanununun pratik olmaması da
yine dikkat çeken detaylardan biridir.
İsviçre Medeni Kanunu ise; dönemin Türkiye’sinin
şartlarına ve o dönemde yapılan yeniliklere daha yakın bulunmuştur. İsviçre Medeni Kanunu’nun seçilmesine etki
eden faktörler şu şekilde sıralanabilir:
·
İsviçre
Medeni Kanunu’nun daha açık ifadeler içermesi ve sade olması
·
Dönemin
Türkiye’sinde idare başına geçen pek çok kişinin, İsviçre’de okuyan hukukçular
olması
·
Türkiye’de
o dönem Fransızca bilen kişi sayısının fazla olması ve buna bağlı olarak,
İsviçre Medeni Kanunu’nun daha kolay bir şekilde çevirisinin yapılabilmesi
·
İsviçre
Medeni Kanunu’nda, kadın ve erkek eşitliğine dayalı aile hukukunun daha detaylı
bir şekilde düzenlenmiş olması
Yukarıda sıralana faktörler, İsviçre Medeni Hukuku’nun kabul görmesinin nedenleridir. Ayrıca İsviçre Medeni Kanunu, dünya üzerinde
kullanılan medeni kanunlara göre anlaşılması en kolay, uygulanması en pratik ve
en yeni medeni kanun çeşitlerinden biridir.
İsviçre Medeni Kanunu’nun içerisindeki sosyal karakterlerin
belirgin olması, kişisel hak ve özgürlüklerin oldukça geniş bir alana
yayılması, kanunun takdir bakımından geniş bir kapsama sahip olması, kısa ve
etkili bir anlatımı olması da kanunun alınmasında etkili olan diğer
özellikleridir.
İsviçre’den
Medeni Kanun Alınırken Yapılan Değişiklikler
İsviçre’den medeni
kanun alınırken yapılan değişiklikler, medeni kanunun alt dallarına göre ayrı ayrı incelenmelidir.
Türk Medeni Kanunu’nun, İsviçre
örneğinden ayrıldığı noktalar şu şekilde sıralanabilir:
·
Aile
hukuku bölümünde yapılan değişiklikler ve düzenlemeler ilk olarak, “sürekli
ayrılık” konusu ile ilgilidir. Türk Medeni Kanunu’nda, İsviçre’ye göre daha
geniş yorumlanmıştır. Yasal olarak sürekli ayrılıklarda mal birliği değil, mal
ayrılığı kabul edilmiştir.
Medeni kanuna göre, mal ayrılığı rejiminin benimsenmesi
kadının lehinedir. Çünkü kadın, boşanma yani sürekli ayrılık durumunda nafaka
ödenmesine hükmedilmektedir.
İsviçre Medeni Kanunu’nda
bulunan kazanç ortaklığı sistemi, Türk Medeni Kanunu’nda ise; mallara katılma rejimi olarak
değiştirilmiş ve düzenlenmiştir. Bu rejimin de yine kadının lehine olan bir
düzenleme olduğu bilinmektedir.
·
İsviçre
Medeni Kanunu’nda ayrı olarak, Türk Medeni Kanunu’nun kabulü esnasında İslam
Hukuku’nun da etkileri görülmektedir. İslam
Hukuku’nun etkilerinin en çok görüldüğü bölüm, miras hukuku alanıdır.
Süt hısımlığının evlenme engeli olması da yine İslam Hukuku’nun
en yakın etkilerinden biridir. Birinci dereceden zümre ile birlikte, Miras
Hukuku’nda anne ve babaya da miras hakkı tanınması dikkat çekmektedir. Ancak
yapılan bu iki değişiklik de Borçlar
Hukuku ile birlikte kanundan çıkartılan maddeler olarak bilinmektedir.
·
Soy bağı hukuku ile ilgili bazı maddelerde de
İsviçre Hukuku’na göre değişiklikler yapılmıştır. Soy bağı hukuku iddet müddet
süresi, İsviçre’de kaldırılmıştır. Türk Medeni Kanunu’nda ise; süre
kaldırılmamakla birlikte, ikinci evlilikteki kocanın babalık karinesi üzerine
sonuç kısmı değiştirilmiştir.
·
İsviçre
Medeni Kanunu’nda yer alan Katolik mezhebi ile ilgili boşanmayı bağlayan
maddeler ve usuller, Türk Medeni Kanunu’nda yer almamaktadır.
Kusursuz ve kusurlu boşanma sebepleri ise; İsviçre Medeni
Kanunu’na göre alındığı dönemden beri muhafaza edilmektedir. Ancak Türk Medeni
Kanunu’nda olduğu gibi, günümüzde İsviçre Medeni Kanunu’nda da pek çok yenilik
ve değişiklik yapılmıştır. Özellikle boşanma sistemi, her iki medeni kanunda da
aynı değildir.
Yorumlar
Yorum Gönder