İdare Hukuku Nedir?
İdare Hukuku Nedir?
İdare hukuku, devlet kurumlarının faaliyetlerine
ve örgütlenmelerine yönelik yöntemlerin öngörülmesini, Anayasa tarafından
kamuya tanınan ayrıcalıkların ve toplumdaki bireylerin haklarının dengeli bir
şekilde yürütülmesini kapsayan hukuk dalıdır.
İdareyi oluşturan kurumların, çalışma sisteminin düzenlenmesi
ve kamu hizmetlerini ilgilendiren sorumlulukların yerine getirilebilmesi için
gerekli olan nitelikler, idare hukuku
sayesinde belirlenmektedir. Kamunun yararına olacak olan uygulamaların
oluşturulması ve uygulamalar sırasında meydana gelebilecek aksaklık ve
dengesizliklerin onarılması da idare
hukuku sayesinde gerçekleşmektedir.
İdare hukukunda yer
alan kurallar
sayesinde, toplumu oluşturan bireylerin hak ve hürriyetleri de yasal olarak
korunmakta ve teminat altına alınmaktadır. İdare
hukuku diğer hukuk dallarına kıyasla yeni sayabileceğimiz bir hukuk dalı
olarak bilinmektedir.
19. yüzyılda ortaya çıkan idare hukuku, farklı hukuk dallarının birbiri ile olan çalıma
sistemini de zorunlu kılmaktadır. İdare hukukunun pek çok alt dalı bulunur.
İmar hukuku, regülasyon, idari yaptırımlar, ihale hukuku, memur hukuku, idari
sözleşmeler hukuku ve idari yargılama usulü idare hukukun alt dallarıdır.
İdare
Hukukunun Alt Dalları
İdare hukukun alt
dalları, idareyi
ilgilendiren yargı kanalının çok kapsamlı olduğunu göstermektedir. İdare hukukunu oluşturan alt dallar şu
şekilde açıklanabilir:
İmar
Hukuku
İmar hukuku, idareyle ilgili olan kamu hukukunu
kapsayan kuralları oluşturmaktadır. İmar hukuku içerisinde mülkiyet hakkı
sınırlamaları gibi özel hukuku bağlayan kurallar da bulunmaktadır.
İdarenin oluşmasında meydana gelebilecek dengesizliklerin
onarılması ve emredici hükümlerin uygun bir şekilde yerine getirilmesi, imar
hukukunun esas amaçlarındandır.
Regülasyon
Regülasyon, idare hukukunun bir alt dalı olarak
kabul edilmektedir. Halkın refah gücünün artırılmasına ilişkin uygulamaların
yapılması ve düzenlenmesi de yine idare tarafından gerçekleştirilmektedir.
Sosyal hukuk anlayışı çerçevesinde, ekonomik alanda yapılan faaliyetler bazen
özel kesim tarafından da gerçekleşebilmektedir.
Özel kesimlere yapılacak olan etkinliklerde ise; denetleme
mekanizması olarak yine idare görev almaktadır. İdare özellikle toplumun
ekonomik çıkarlarının artırılması ve gözetilmesinde belirleyici bir rol
üstlenmektedir. Ayrıca kazanımların ammeye aktarılması da yine idare tarafından gerçekleşmektedir.
İdari
Yaptırımlar
İdari yaptırımlar, idarenin bazı özel durumlarda
yargısal kararlara gerek kalmadan uygulayabileceği cezaları ve yaptırımları
kapsamaktadır. Bu ceza ve yaptırımların hepsi, idari yaptırım olarak isimlendirilmektedir.
İdare hukukunun
belirlediği usuller
neticesinde idari yaptırımlara karar verilmektedir. Ancak idare hukukunun alt
dalı olarak incelenen idari yaptırımlardaki uygulamalar, ceza yaptırımlarından
farklıdır.
İhale
Hukuku
İhale hukuku, kamunun denetiminde olan kurum ve
kuruluşların ihaleye nasıl gireceği ve ihalenin nasıl yapılacağı ile ilgili tüm
usul ve esasları içermektedir.
İdare hukukunun bir alt dalı olarak incelenen ihale hukuku, imar hukuku ile ilintili
olarak çalışmaktadır. İhale hukukunda
bulunan esas ve usuller, Kamu İhale Kanunu’na göre belirlenmektedir.
Memur
Hukuku
Memur hukuku, kamuda görev alan ve 657 sayılı
yasaya tabi olarak görev yapan kişileri ilgilendiren esas ve usullerden
oluşmaktadır. Memur hukuku da idare
hukukunun bir alt dalı olarak incelenmektedir.
Yasaya tabi tutulan devlet memurlarının atanmaları,
nakilleri, disiplin cezaları, memurluklarının sona erdirilmesi veya
yargılanmaları ile ilgili tüm uygulamalara yönelik esas ve usuller, memur hukuku içerisinde yer almaktadır.
İdari
Yargılama Usulü
İdari yargılama usulü, toplumdaki bireyler ile idare
arasında meydana gelen anlaşmazlıkları ve uyuşmazlıkları kapsayan idare
hukukunun bir alt dalıdır.
İdari yargılama usulüne göre, yapılan idari işlem
sonrasında meydana gelen zararların veya hukuka aykırı olduğu kesinleşen
kararların itiraz edilerek durdurulması mümkündür.
İdari
Sözleşmeler Hukuku
İdari sözleşmeler
hukuku, idare
hukukunun alt dalıdır. Kamu hizmetlerinin yürütülebilmesi için, uygulamaların
kamu hukukuna uygun olması gerekmektedir. Bu uygunluk, hizmetin verilmesinden
önce yapılacak olan sözleşmeler için de geçerlidir.
İdarenin ayrıcalıklı gücünü kullanarak hazırlamış olduğu
sözleşmeler sonucunda meydana gelen uyuşmazlık ve anlaşmazlıklar ise; idari sözlemeler hukukunda yer alan usul
ve esaslara göre çözülmektedir.
İdare
Hukuku İlkeleri
İdare hukuku ilkeleri, idari yargı organlarının da karar
alırken göz önünde bulundurduğu ilkelerdir. İdare faaliyetlerini ve eylemlerini
gerçekleştirirken idare hukukunun ilkelerine bağlı şekilde hareket etmektedir. İdare hukuku ilkeleri şu şekilde
açıklanabilir:
Hukuk
Devleti İlkesi
Hukuk devleti ilkesi, idare hukuku için en önemli ve
temel ilkelerden biridir. Hukukun üstünlüğünü savunan hukuk devleti ilkesi, devlet kamu kurum ve kuruluşlarının da
yetkilerini sınırlamaktadır. İdarenin yaptığı işlem ve eylemlerin kesinlikle
hukuk devleti ilkesine uygun olması gerekmektedir.
Sosyal
Devlet İlkesi
Sosyal devlet ilkesi, idarenin kamu hizmetlerini yerine
getirirken herhangi bir kar amacı gütmemesini içeren temel ilkelerdendir.
Topluma sunulan bazı temel hizmetlerin ücretsiz olmasını kapsar. Savunma,
eğitim ve güvenlik gibi hizmetlerin devlet tarafından, sosyal devlet ilkesine
göre ücretsiz sunulması gerekmektedir.
Eşitlik
İlkesi
Eşitlik ilkesi, Anayasa’nın 10. maddesinde de açık
ve net bir şekilde ifade edilmiştir. Kamu hizmetinin yerine getirilmesi
sırasında herkes eşit bir şekilde hizmetten yararlanmalıdır.
Kamu hizmetleri herkese eşit bir şekilde sunulmalıdır. Eşitlik ilkesinin ihlal edilmesi,
Anayasanın maddesinin de ihlal edilmesi anlamına gelmektedir.
İdarenin
Kanuniliği İlkesi
İdarenin kanuniliği
ilkesi, idarenin
eylemlerinin kısıtlanmasını içermektedir. İdare yasal dayanağı olmayan herhangi
bir eylemi veya işlemi yerine getirememekte ve yapamamaktadır. Bunun için
idarenin kanuniliği ilkesine göre hareket edilmeli ve mevzuatta yer alan yetki
ve görevler doğrultusunda hareket edilmelidir.
Yerinden
Yönetim- Merkezden Yönetim İlkesi
Yerinden yönetim -
merkezden yönetim ilkesi, Türk idari yapılanmasının temel yönetim sistemleridir. Merkezden yönetim
sistemine göre, devletin aldığı kararlar merkezden yapılmaktadır.
Merkezden yönetim sisteminde tek karar vermez mercii bulunur.
Yerinden yönetim sisteminde ise; kamu görevleri bölgesel olarak ve görevli olan
kurumlar tarafından yerine getirilmektedir.
İdarenin
Bütünlüğü İlkesi
İdarenin bütünlüğü
ilkesi, merkezi ve
yerinden yönetim kuruluşlarının fazla sayıda olması durumunda, tek bir bütün
yani idare olarak adlandırılmasını kapsamaktadır. İdarenin bütünlüğü ilkesine
göre yetkiler, hiyerarşi ve vesayet
yetkileri şeklinde sağlanmaktadır.
İdari
Mahkemelerde Yargılama Sistemi
İdari mahkemelerde
yargılama sistemi,
diğer mahkemeler gibi yazılı yargılama sistemine göre gerçekleşmektedir. İdari yargılamaya konu olan uyuşmazlık ve
anlaşmazlıklar dosyalar, belgeler ve evraklar üzerinden analiz edilmekte ve
incelenmektedir.
İdare mahkemesi hakimleri davanın açılmasının ardından, belgeleri ve diğer dokümanları
talep ederek incelemektedir. Bazı davalarda idare davasına konu olan
uyuşmazlığın dosyaları ve belgeleri incelense bile bilirkişinin görüşü de
alınabilmektedir. Ayrıca istisnai idari davalarda ivedi yargılama usulü da kullanılmaktadır.
İdare
Hukukunun Kapsadığı Davalar
İdare hukukunun
kapsadığı davalar
oldukça geniştir. Kamuyu ilgilendiren ve kurum ve kuruluşların işleyişini de
kapsayan idare hukuku, yetkisini Anayasa’dan almaktadır. İdare hukuku kapsamına giren davalar şunlardır:
●
Kentsel dönüşüm ve vergi uyuşmazlığı davaları
●
İptal ve tam yargı davaları
●
Kamu ihale ihtilaf davaları
●
Belediye cezalarına yönelik açılan iptal davaları
●
Ecrimisil bedelinin iptal davaları
● Devlet memurlarına verilen disiplin cezalarının iptal davası
● Yüksek idare mahkemesi davaları
İdare
Hukuku Kapsamında Giren Davalarda Yargılamayı Hangi Mahkeme Yapar?
İdare hukuku kapsamına
giren davalarda yargılama idare mahkemesi tarafından yapılmaktadır. Açılacak olan davanın
konusu ve açıldığı yere göre olayın veya eylemin gerçekleştiği il veya ilçede
bulunan idare mahkemesi görevli mahkeme
olarak davaya bakmaktadır. Ancak sözleşemeye bağlı olarak açılan davalarda,
kurum veya kuruluşun bulunduğu yerdeki yetkili olan idare mahkemesi davaya bakmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder